Doğuştan gelen hastalıklar ve farklı etkenler nedeniyle doğal yollarla hamile kalamayan kişiler, tüp bebek tedavisine başvuruyor.
Tüp bebek (in vitro fertilizasyon) olarak adlandırılan yöntem, ilaç ve cerrahi müdahaleyle yumurtanın vücut dışında döllenmesini ve döllenen yumurtanın kadının rahmine yerleştirilmesini içeren bir destekli üreme teknolojisi olarak açıklanıyor.
3 bin 600 embriyo üzerinde test edildi
Avustralya’nın Perth şehrinde alanında uzman kişiler, 8 yıl boyunca hava kirliliğinin 3 bin 600 kadar dondurulmuş embriyo transferi üzerindeki etkisini analiz etti.
Tüp bebek için yumurtaların toplanmasından önceki iki haftada, ince partikül maddelere maruz kalmaya odaklandılar ve canlı doğum ihtimalinin yüzde 38 düştüğünü gözlemlediler.
Hava kirliliği canlı doğumu engelliyor
Araştırmanın başyazarı olan Sebastian Leathersich “Bu, dondurulmuş embriyo transferi döngülerinden yararlanarak kirleticilere maruz kalmanın yumurtaların gelişiminde, embriyo transferi zamanında ve erken hamilelikteki etkilerini ayrı ayrı ölçen ilk çalışma. Böylelikle kirliliğin yumurtaların kendisinde mi hamileliğin erken dönemlerinde mi etkisi olduğunu ölçebildik.” dedi.
Araştırmacılar, çalışmaları sürecinde, hava kalitesi genel anlamda “harika” olduğu halde hava kirliliğin embriyo üzerinde olumsuz etkisinin gözlemlendiğini tespit etti.
Üreme sağlığını da etkiliyor
Dr. Leathersich, “Kirlilik için uluslararası kabul gören üst sınırların yalnızca birkaç gün aşıldığı, dünyanın olağanüstü hava kalitesine sahip bir bölgesinde bile, hava kirliliği miktarı ve dondurulmuş embriyo transferlerinde canlı doğum oranları arasında güçlü bir negatif korelasyon bulunuyor.” dedi.
Yapılan çalışmada, hava kirliliğinin üreme sağlığı için yarattığı riski vurgulanıyor.
Dr Leathersich “İklim değişikliği ve kirlilik halihazırda insan sağlığına en büyük tehditler ve insan üremesinin buna bağışıklığı yok. Kirleticiye maruz kalmayı en aza indirmek temel kamu sağlığı önceliklerinden olmalı.” diye ekledi.